Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, yakın zamanda ata tohumuyla üretilen kışlık ürünlerin de marketlere çıkacağını söyledi.
Türkiye’nin “yerli tohum milli mesele” anlayışıyla 2017 yılında başlattığı çalışmalar meyvelerini verdi. Tarımda tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi kendi kendine yeten bir ülke olmak için çıkılan bu yolda önce halk ve çiftçiler ellerinde bulunan yadigar tohumları devletin güvenli ellerine teslim etti ve tohumlar toprakla buluştu. Tarım ve Orman Bakanlığı’na teslim edilen tohumların sayısı Haziran ayı itibarıyla bini aştı. Bu tohumların bir kısmı Gen Bankası’nda koruma altına alınırken, bir kısmı da Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki kuruluşlarca sınıflandırıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda 11 farklı çeşitten 60 ton ürün üretildi ve “Mirasımız Ata Tohum” markasıyla markette Haziran ayında satışa sunuldu. Tüketici kısa sürede ürünleri tüketti..
GIDAYI KONTROL EDEN KAZANIR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelecekte gıdayı kontrol edenin dünyayı da kontrol edeceği gerçeğinin her geçen gün netleştiğini söyledi. Erdoğan, “Çiftçimizi destekledik ve desteğimiz sürecek” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya verdiği önemi de birkaç saptamayla dikkat çekmek istiyoruz. Erdoğan’ın bu konuya verdiği önemi ifade eden en güncel ve önemli tespiti şu: “Gıdayı Kontrol eden dünyayı da kontrol edecek.” Tarıma verdikleri destekleri arttırarak sürdüreceklerini anlatan Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde bu konuda yaptığı şu özet bilgiyi aktaralım: “Türkiye 2005’ten beri tarımsal hasılada Avrupa’da lider ülke konumunda. Son 17 yılda çiftçilerimize 134,5 milyar lira destek ödemesi yaptık. Sadece mazot desteği olarak çiftçilerimize geçtiğimiz yıl 2,4 milyar lira ödedik. Hayvancılığı da öncelikli sektör olarak ele aldık. Son 17 yılda hayvancılığa yaklaşık 33 milyar lira destek verdik.”
265 OVA TARIMSAL SİT ALANI OLDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmalarında tarıma elverişli arazilere yönelik tehditlere de sıkça dikkat çekiyor: “Bunun için üretim potansiyeli yüksek 65 ilimizde 7 milyon hektara karşılık gelen 265 ovayı tarımsal SİT alanı olarak ilan ederek koruma altına aldık. Toprakların bereketinin artırılması amacıyla yürütülen sulama altyapı faaliyetleri için 206 milyar lira yatırım yaptık ve 7 bin 927 tesisi hizmete açtık. Tarımsal gelirimiz 17 yılda 37 milyar liradan 217 milyar liraya çıktı. Tarım ve gıda ürünleri ihracatımızı 4 milyar dolardan 17,7 milyar dolara yükselttik. Bugün Türkiye, 195 ülkeye, bin 690 çeşit tarımsal ürün ihraç ediyor. Yeni tarım alanlarımızla gelirimiz de ihracatımız da artacak.”
TÜRKİYE 24 MİLYON HEKTARLIK ALANDA TARIM YAPIYOR
Dünyada mevcut 13 milyar hektar toprak alanının sadece 5 milyar hektarı tarım toprağı. Bunun da sadece 1,5 milyar hektarlık alanında tarım yapılıyor. Ülkemizde ise 24 milyon hektarda tarım yapılıyor ve 14,6 milyon hektar mera olarak kullanılıyor. 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyarı, ülkemiz nüfusunun ise 100 milyonu geçeceği öngörülüyor. Şehirleşmenin artması, küresel ısınma, toprağın yanlış kullanımı, çölleşme, erozyon gibi gelişmeler tarıma elverişli arazileri tehdit ediyor.
4 PİLOT BÖLGEDE DOĞA ÇİFTLİKLERİ
Saraçoğlu, “11. Kalkınma Planı’na Sürdürülebilir Yüksek Değerli Doğa Çiftlikleri alındı. Ata tohumlarında sürdürülebilirlik için bize 7-8 belediyeden talep geldi biz de 4 pilot bölge belirledik. Bunlardan bir tanesi Keçiören Belediyesi. Bu pilot doğa çiftliklerinde yerel bitki ve hayvan tohumlarımız çoğaltılacak. Projemiz kapsamına yerel mayalarımızı da ata tohumu buğdaylarımızdan yapılacak ekmek yapımında kullanılmak üzere dahil ettik. Her bölgeye uygun ürünler yetiştirilecek. Uydu üzerinden de ekili tüm alanlar kontrol edilecek ve iklim değişikliklerinden kaynaklı ürün zayiatlarının önüne geçilecek” bilgisini verdi.
REGÜLASYON YOK REGÜLASYONCU YOK
Tarla kültüründe yerliye dönmek için belirlenen doğa çiftliklerinde ecdadımızın tarla kültürüyle ürünler yetiştirilecek. Bu kültürde hakkaniyet var. Emeğe saygı ve emeğin karşılığını alma var. Sürekli eğitimlerle yenilikçi bilgilere ulaşma ve öğrendiğini uygulama becerisi olan ehil kişiler var. En iyiye ulaşmak için birlik beraberlik var. Kazan kazan kültüründe regülasyon ve regülasyoncular ise yok. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu doğa çiftliklerinde rant elde edilemeyeceğini, arsa ve arazi spekülasyonu da yapılamayacağını dile getirdi.
SPEKÜLATİF YÜKSELİŞE GEÇİT VERİLMEYECEK
Sürdürülebilir doğa çiftlikleri, aracıyı ve komisyoncuyu ortadan kaldıracak. Böylece fiyat spekülasyonlarının önüne geçilecek. Köylü ürününü yok parasına elden çıkarmak zorunda kalmayacak. Tüketiciye de şişirilmiş fiyatlarla ürün sunulamayacak. Sistemle bağını bahçesini, tarlasını ekip biçen, büyükbaş ve küçükbaş yetiştirip emek veren köylü maddi açıdan emeğinin tam karşılığını alacak. Geçim sıkıntısı ve ürününü satamama korkusu yaşamayacak. Saraçoğlu’na göre doğru işleyen bu sistemle ekmek parası için şehre göç edenler de yeniden köyüne geri dönecek.
ÜRÜNLER MALÜLE DÖNECEK
Pilot bölgelerde ürünleri mamüle dönüştürecek üretim tesisleri de kurulacak. Örneğin domates yetiştirilen bir bölgede alıcı bulunmadığı takdirde domatesler fermente olmadan bu tesislerde mamül ürün haline getirilecek. Yanında da soğuk hava deposu olacak. Buradan da ihtiyacı olan sanayiciye mamül haline gelen ürünler satılabilecek. Domatesten, buğdaya kadar Türkiye’nin dört bir yanından genetiği değiştirilmemiş sağlıklı ata tohumlar 2020 yılından itibaren isteyen vatandaşlara verilecek. Ata tohumlarını alan kişiler de bunları çoğaltacak.
ÜRETİMDE DEVAMLILIK ŞART
”Mirasımız Ata Tohum” markasıyla üretilen ürünler
Satışına başlanan 11 adet ürünün içerisinde Kandıra’nın sivri biberinden Samsun’un köy salatalığına birçok ürün bulunuyor. Şimdi de kışlık ürünler marketlere çıkmak için hazırlanıyor. Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, “Mirasımız Ata Tohum” markasıyla üretilen ürünlerde sürdürülebilirliğin önemli olduğunu söyledi. Pilot bölgelerde ürünleri mamüle dönüştürecek üretim tesisleri de kurulacak. Yeni Şafak